24 Eylül 2009 Perşembe

blog denemeleri II

Sevgili blog biliyorum çok yaratıcı bir başlangıç yapmıyorum ama sende şunu kabul et ki altı üstü blog yazıyorum lan! Sen dua etki bildiğim kadarıyla Türkçe imla kurallarına dikkat etmeye çalışıyorum(yinede gözümden ve elimden kaçan kısımlar olursa affola).
Aslında ilk blog yazımı yayınladıktan sonra ikinci(tamamen keni cümlelerimden oluşan birinci) blog yazımı yazmakta çok hevesliydim(sanki yazınca birileri okuyacak gibi). Ancak kendimi bildim bileli en sevmediğim derslerden birisi olarak okulda en sıkıntılı zamanlarımı yaşatan kompozisyon dersi ile blog yazmak arasında bilinçaltımın kurduğu anlamsız bağlantılar yüzünden sürekli erteledim. Benim blog yazmadığım sürede ülke gündemimiz her zaman yaptığı gibi yine son sürat akıp gitmeye devam etti(bunu bildiğinizi biliyorum) zaten blog yazarak ülkeyi kurtaramayacağımı da sürekli kendime hatırlıyorum(Emin Çölaşan ve Bekir Coşkun abilerim bile kurtaramazlarken) ancak bu bazı konularda kendi fikirlerimi belirtmeme engel değil. Eğer engel olsaydı zaten blog yazmazdım kendime saklardım ama tarihe not düşesim(fransız düşeslerden değil düşmekten düşesim) var. Neyse bu uzun -karışık -manasız girişten sonra hala okumaya devam edecek kadar gözünü karartmış bir kişi için aklımdaki konuları maddeler halinde sıralayayım efem!

1-) Medyamızın sevgili baronu Aydın Doğan'a RTE nin taktığı büyük vergi cezasını duymayan insan zaten bu blogda ki zırvalarımı okumaya tenezzül etmez(gerçi duyanda tenezzül etmez gibi ama hoca efendinin dediği gibi ya ederse?) Toparlıyorum efem! Zamanında Ciner'e, Karamehmet'e, Uzan'a kanun dışı çakılırken oturduğu yerden şampanyalar patlatarak durumu kutlayan hatta "kalemşörler" ile durumu dahada körükleyen Doğan için gelsin ; "keser döner sap döner, gün gelir hesap döner." Ama buna rağmen bu kanun dışı ceza umarım iptal olur.

2-) Rüzgar gibi geçen 2009 Basketbol Avrupa Şampiyonası; Tam Türk işi olarak adlandırılan durum ile karşı karşıya kalınca insani tepki "biliyordum zaten böyle olacağını". İlk 5 maçı kazanınca barutumuz mu bitti ne oldu da sonraki 4 maçıda aynı süratle kaybettik? Ben zaten turnuva öncesi memo'yu kendi kaprisleri yüzünden turnuva kadrosuna almayan Tanjevic'e ve cinslikler abidesi dikilebilir durumda olan basketbol federasyonu başkanına kendi içimden sövüyordum. Turnuva bizim için bitincede buna devam ettim. Basketbolcularımız elinden geleni yaptılar bu yüzden onlara birşey demiyorum(lütfettim) ama Ömer aşık bak senin için parantez açıyorum ve 2010'da Türkiye'de yapılacak turnuvada aynı serbest atış yüzdesiyle oynarsan kafana yiyeceklerine karşı kendini hazırlaman için şimdiden uyarıyorum. Az daha Ersan İlyasova'yı hırsından ve başarılı oyunundan dolayı en üst basamağa yerleştirmeyi unutuyorduk aman diyeyim büyük hata olurdu.