21 Ağustos 2010 Cumartesi

Okudum

Bu ara bulduğum her boşluğu okuyarak değerlendiriyorum. Ee hazır okumuşken bir eleştiri yazmasam bile en azından kendi fikrimi belirtebilirim, hem belki birkaç kişiyede bir fikir verebilirim, yararlı olabilirim. Anlayacağınız kendimi faydalı hissetmek için böyle bir şey yapmalıyım, neticede kavak ağcı bile meyve vermese de gölge veriyor -gerçi o yazın heryeri polene buluyor bende alerji yapıyor ama-. Neyse okuduğum sırayla kısaca değinmek isterim.


BİZ - 1984'ün atası ve ölmeden önce okunması gereken 1001 kitaptan birisi olması sebebiyle tanışmıştım. Otoriteye(bu yeterli gelen bir kelime olmayabilir) karşı olan pek çok şey gibi ilgimi çekmesi zor olmadı. Türünün ilk örneklerinden(veya direkt ilk örneği) olmasından dolayı eksiklerinin-yanlışlarının üzerinde durmaktansa bu yaratıcı zihinin eserinden zevk almaya çalıştım ve okurken zevk aldığımı hissettim. Her ne kadar ele alınan konu için kullanılan malzemenin yeterli olmadığını düşünsemde. Netice olarak okunmasını tavsiye ederim, ama ben bir ikinci sefer ne zaman okurum?


BAŞKASINI SEVİYORUM - Beni en çok hayal kırıklığına uğratan kitap oldu. Geçen sene çıkmıştı ve her yerde gözümüze sokulmak suretiyle dikkatimi çekti. Beklentiler oluşturmama sebep oldu. Ama hiç vasatın üzerine çıkamadı. Hiçbir zaman sonraki sayfada ne olacak heyecanı yaratmadı. Neden okuyorum sorusuna cevap verdirtmedi. Elinizde olan iyi kitaplardan bir tanesini tekrar okumanızı tavsiye ederim.



CTHULHU'NUN ÇAĞRISI - Arkadaş tavsiyesi ile tanıştım, meraklandırıldım. Okumak için çok mücadele ettim, aradım, buldum. Almak için bu kadar uğraştığım bir kitap olmamıştı. Tabii bu kadar uğraş sonucunda insan değsin istiyor. Bu kadar uğraşın üstünde bu türde okuduğum ilk kitap olması da bir ayrı heyecan ve merak kaynağıydı benim için. Tek bir hikaye değilde yazarın öykülerinden birkaç tanesinin derlenmesi ile oluşturulmuş bir kitap. İlk başta bunlar mı korkutucu, bu nasıl yazar, en korkutması gereken yerleri "açıkayamam, tanımlayamam, tarif edemem" vb. yollarla geçiştirmiş ne lan bu dedirtiyor ama kitabın bir kısmını aştıktan sonra o olayların bir ucundan sizide içeri alıyor, kişi üzerinde gerekli etkiyi yapıyor. Acayip bir yazarın acayip bir kitabı. Kesinlikle edinilmesi gereken bir tecrübe.


AŞKIN GÖZYAŞLARI - Tamamen Mevlana'ya olan hayranlığım ve Şems-i Tebrizi'ye olan merakımdan, kitapçıda burnumun dibinde olması nedeniyle dikkatimi çekmişti bu kitap. biyografi-roman tarzında yapılmış ve şemsin gözünden anlatıyor. Biraz abartılı geldi açıkcası şems gibi az bilinen birisi ile ilgili olarak. Zaten konu hakkında daha fazla yorum yapabilecek kadar bilgili de değilim maalesef. Sizin paşa gönlünüze bırakıyorum.


NIETZSCHE AĞLADIĞINDA - Ünlüsü bol , yan karakterleri zayıf ve ötesi, bol düşündüren, iyi kurgulanmış kitap. Okuyun gitsin.


KİNYAS VE KAYRA - Bu dönemde okuduğum kitaplar içinde en beğendiğim kitaplardan bir tanesi. Etkileyici diyaloglar, etkileyici kurgu. Bir yerden sonra kendini tekrar etme ve gereğinden uzun olan bölümler gibi bir kaç olumsuz yönü var ama sürekli sonraki sayfada ne olacak merakı uyandırması ve beklenmeyen ve aynı zamanda beklenen bir sonu olması gibi garip hali nedeniyle anlatılanlara kulak asmadan herkesin kendisinin edinmesi gereken bir tecrübe, muhakkak! Tavsiye ederim-ısrarla-.


HER ŞEY AYDINLANDI - Ölmeden önce okunması gereken 1001 kitaptan biri ve daha pek çok ödül ve övgüye sahip bir yazar ve onun haklı şöhretinin ispatı kitabı. Okurken bana kahkaha attıran nadir kitaplardan. İlk sayfadan itibaren farklı bir şeyle karşı karşıya olduğunu anlamanı sağlıyor. Bazı bölümlerde çok ağırlaşabiliyor, bazen dozu aşıyor gibi oluyor ama genel olarak akıcı ve merak uyandırıcı. Sadece Alex'li kısımlar için bile okunabilir. Tavsiye ederim -ısrarla-.

Hiç yorum yok: