28 Temmuz 2010 Çarşamba

yaklaşırsanız gece ölür!


Geceden bir görüntü

Şimdi ben buraya 22 temmuz perşembe günü gelebildim neticede. Yani henüz 1 hafta bile olmadı. Ama bu gece üst üste 3. Sefer gece nöbeti tutuyorum. Yani senin anlayacağın bu gidiş hayra değil. Sanırım bu yolda başıma gelen yarasa olayı aslında bu kahpe dünya’nın bana başıma geleceklere dair gönderdiği uyarı mesajıydı. O zaman mesajı almadım ama şu 3. Nöbeti de bana kitleyince bunlar bir flashback yaşadım, yaşamdım değil.

Şimdi durup düşünüyorum, iyi yanlarına bakıyorum. Gündüzleri hiç kimseyle muhatap olmak zorunda kalmıyorum, gece de nöbetçi askerler ve birkaç devriye dışında hiç kimse yok zaten. Ama gece ilerleyip de hava soğumaya ben üşümeye başlıyorum ya, işte o zaman şimdi yaz ayında olduğumuz aklıma geliyor, kışın ne bok yiyeceğim ben diye düşünürken etraftakilerin de kışın buralar adam boyu kar olur gece -20 dereceyi görürüz demeleri pek cesaret vermiyor açıkcası. Hayıt güya nöbet tutuyoruz. İyide bir sik gözükmüyor ki be adam!

Şimdi ben sövmeyeyim de kimler sövsün a dostlar? Ekşi de elemanın söylediği gibi; Asteğmen, yemeyiğini porselen tabakta yiyen asker.

Hiç yorum yok: